kadın sağlığı

Gebelikte beslenme

Beslenmenin gebeliğin seyrinde ve sonucunda çok büyük etkileri vardır. Hamile olsun ya da olmasın kişinin sağlıklı bir yaşam sürdürebilmesinin temelinde doğru ve yeterli beslenme yatar. Hamile kadınlarda beslenme ayrı bir öneme sahiptir. Gelişmekte olan bebeğinizin gereksinimlerini karşılamak ve onun sizin dışınızdaki yaşama yeterli olarak hazırlanmasını sağlamanın dışında rahat ve sorunsuz bir hamilelik ve lohusalık dönemi geçirmek için de doğru beslenmeniz gerekir.

Gebelik ve myom

Miyomlar uterus kasından kaynaklanan, kanserleşme olasılığı oldukça düşük olan ve bu nedenle "iyi huylu" olarak kabul edilen kitlelerdir. Kadınlarda oldukça sık olarak görülürler ve bu nedenle de gebelik döneminde de sık rastlanırlar. 100 anne adayından dördünde ultrasonda dördünde en az bir adet miyom saptanabilir. Miyomlar özellikle ilk gebeliğini yaşayan anne adaylarında daha sık gözlenir. Genellikle bir adet olmalarına karşın daha fazla sayıda da olabilirler. Anne adayının yaşı ilerledikçe gebelikte miyom görülme olasılığı da artar.

Miyomlar uterusta rahim iç tabakasıyla yakın komşulukta olabilirler (submüköz tip), tümüyle uterus kası içinde yerleşmiş olabilir (intramural tip), ya da tümüyle uterusun dış yüzeyinde yerleşmiş olabilirler (subseröz tip).

Gebeliğin oluşma mekanizması

Siklus, son adet tarihinin ilk gününden bir sonraki adet tarihinin ilk gününe kadar geçen süredir. Normalde bu süre 28 gün olmasına karşın 21 ile 35 gün arası normalin alt ve üst sınırlarıdır.

28 günde bir adet gören, yani siklusu 28 gün olan bir kadının ovulasyon (yumurtlama günü) sıklıkla (şart değil) 14. gündür.

Adet görme mekanizması

Beyinde gerçekleşen olaylar

Her adetin ilk günü beyinde hipotalamustan salgılanan GnRH adlı hormon, hipofizden folikül stimule edici (uyarıcı) hormon (FSH) salgısını uyarmaya başlar. FSH etkisiyle yumurtalıklardan birinde yeni bir folikül (yumurta hücresini barındıran yapı) olgunlaşmaya başlar. Bu folikül olgunlaştıkça östrojen hormonu üretimi artar, östrojen üretimi arttıkça hipofiz bölgesinden salgılanan luteinizan hormon (LH) miktarı artar. Folikül olgunlaştıkça giderek içi sıvı dolu ufak bir kese haline gelir.
Yumurtalıkta gerçekleşen olaylar

Erken doğum tehdidi

Doğum eyleminin 36. gebelik haftası tamamlanmadan önce başlamasına erken doğum tehdidi (EDT), eylemin bebeğin doğumuyla sonuçlanmasına preterm (zamanından önce) doğum ya da erken doğum adı verilir. Zamanından önce doğan bebek prematüre (olgunlaşmamış) olarak adlandırılır.

Tüm gebeliklerin yaklaşık %8'i erken doğum ile sonuçlanır.

Prematüre bebekte organ sistemleri ve özellikle de akciğerler tam olarak olgunlaşmamıştır ve bu nedenle erken doğum, bebeğe yoğun bakım uygulanmasını gerektiren ve/veya bebeğin doğumdan sonra erken dönemde ölümüne yolaçan nedenler arasında en ön sırada yer alır.

Erken doğum eylemi tanısı erken konursa durdurulabilir. Bu yüzden her anne adayının erken doğum tehdidi hakkında bilgi sahibi olması ve belirtilere karşı duyarlı olması önemlidir.

Doğum eylemi neden erken başlar?

Erken doğum

Uzun zamandır vaktinden önce doğan bebekler prematur olarak adlandırılırdı. Ancak son zamanlarda bu eğilim değişmektedir. Maturite yaşı değil fonksiyonu belirtmektedir. Bu nedenle vaktinden önce doğan bir bebek fonksiyonları normal ise prematür olmayabilir. tanım olarak bakıldığında erken doğum ya da preterm doğum 37 gebelik haftasının tamamlanmasından önce dünyaya gelen bebeği tarif eder.Doğum sancılarının başlaması ise erken doğum tehdidi olarak adlandırılır. Erken doğumlar tüm doğumların yaklaşık %9-10'unu oluşturur.

Nedenler & Risk Faktörleri

Gebelikte Düşük Tansiyon (Hipotansiyon)

· Gebelikte tansiyon düşük olduğunda baygınlık, sersemlik, baş dönmesi görülür.Yine de yüksek tansiyon gibi tehlikeli değildir.

· Düşük tansiyonun en önemli nedeni yetersiz sıvı alımıdır.Aşırı sıcakta da tansiyonda düşme görülür.Uzun süreli ayakta kalmak da önemli bir nedendir.

· Gebe bir kadında düşük tansiyonun bir nedeni de kan akımının bacaklarda göllenmesi nedeniyle beyne giden kan akımındaki azalmalardır ki bu durum özellikle sırt üstü yatma ve uzun süreli oturma halinde kolaylıkla ortaya çıkar.

Önlem alın;

* Düzenli egzersiz yapın.

* Bol sıvı tüketin.

* Sırt üstü değil yan,tercihen sol yan yatın.

* Oturur pozisyondan ayağa kalkarken yavaş hareket edin,ani kalkışlar yapmayın.

* Baygınlık hissi olursa hemen oturun veya baş seviyenizi baygınlık hissi geçene dek gövdenizden aşağıda tutun,baş aşağı uzanın.

Gebelikte Düşük (Abortus)

Bebek sahibi olmak isteyip de adet kanaması geciken bir kadının ilk aklına gelen olasılık doğal olarak hamile olduğudur. Büyük bir heyecan ile jinekoloğuna giden ya da eczaneden aldığı testi yaptıktan sonra gerçekten hamile olduğu kadının ve eşinin sevinci çiftin hayatındaki önemli anlardan birisidir.Bu mutluluk doğum gerçekleşip de aileye yeni bir birey katılmasıyla birlikte başka bir boyut kazanır.

Çiftlerin bir kısmı ise ilk sevinci takiben büyük bir hayal kırıklığı ile yüzyüze kalırlar. Bu hayal kırıklığının adı bebeğin kaybı ile sonuçlanan DÜŞÜK'dür.

Düşük, bir kadının hayatında yaşadığı psikolojik açıdan en şiddetli travmalardan birisidir. Konu hakkında yeterli bilgi sahibi olunmaması durumunda travmanın şiddetinin daha fazla olacağı açıktır. Oysa olayın nedenleri ve gelecekteki çocuk sahibi olma potansiyeleri hakkında bilgi sahbi olan bir kadın durumu çok daha kolay atlatacaktır.

Aşırı Kusmalar (Hiperemesis Gravidarum)

Gebeliğin erken dönemlerinde (sıklıkla 6. gebelik haftasından itibaren) bulantıya sıklıkla rastlanır. Bu bulantılar kusmayla, iştahsızlıkla ve belli kokulara karşı aşırı hassasiyetle beraber olabilir. Bulantı ve kusmalar genellikle sabah daha şiddetli olduğu için bu duruma İngilizce'de "morning sickness" (sabah hastalığı) adı verilmiştir.

Gebelikteki bulantı ve kusmanın gün boyunca sürmesi, ayaktan ilaç tedavisine cevap vermemesi, anne adayının normal beslenmesini, günlük faaliyetlerini engellemesi, genel durumunu bozması ya da kilo kaybına yol açması durumunda Hyperemesis Gravidarum ("gebeliğin şiddetli bulantısı") söz konusu olur. İleri inceleme ve tedavi gerektiren bir durumdur. Gebelikte bulantı ve kusmaya nispeten sık rastlanırken bu denli normaldışı seyir gösteren bulantı ve kusmalara gebeliklerin ancak binde 4'ünde rastlanır.

Amniosentez (Amnion sıvısının incelenmesi)

Amniyosentez nedir?
Bebeğiniz tüm hamileliğiniz süresince amniyon kesesi adı verilen bir kese içinde gelişimini sürdürür. Bu kesenin içi amniyon sıvısı adı verilen bir sıvı ile doludur. Amniyon sıvısı statik bir sıvı olmayıp sürekli emilim ve yapım halinde bulunur. Sıvının ana kaynağı bebeğin akciğerleri ve boşaltım sistemidir. Bu sıvı aynı zamanda bebekten dökülen hücreleri de içerir. Bu hücreler bebeğinizin tüm hücreleri ile aynı genetik yapıya sahip olduklarından incelenmeleri bebeğinizin genetik durumu hakkında bilgi verir.

Ağrısız doğum (Epidural anestezi ile doğum)

Ağrı vücutta stres reaksiyonu oluşturur. Bu da sempatik sistemin devreye girmesine, adrenalin ve noradrenalin gibi hormonların salgılanmasına neden olur. Doğum eylemi esnasında bu maddelerin salgılanması bebeğin katlanabileceği nisbi oksijensizlik durumunun üst sınırının aşılmasına ve bebekle ilgili istenmeyen durumların oluşmasına neden olabilir. Bu yüzden doğum eyleminde anne adayının duyduğu ağrının dindirilmesi önemlidir.

Gebelikte Abortus (Düşük)

Gebeliğin 20. haftası tamamlanmadan önce (ya da bebek 500 gramlık ağırlığa erişmeden önce) herhangi bir nedenle gebeliğin bitmesine düşük adı verilir. Gebeliğin yasal sınırlar içerisinde istek üzerine aile planlaması amacıyla sonlandırılmasına yasal tahliye, başka bir nedenle (anne adayının sağlık durumunun gebeliğin devamına izin vermemesi, bebekte yaşamla bağdaşmayan anomaliler olması veya ölmüş olması) sonlandırılmasına ise tıbbi tahliye adı verilir. Aşağıda kendiliğinden oluşan düşüklerle ilgili bilgiler verilecektir.

Bazı tanımlamalar

Anembriyonik gebelik (anembriyonik=embriyo olmayan yani "boş" gebelik; ingilizce=blighted ovum)

Ablasyo plasenta (Plasentanın erken ayrılması)

Plasenta dekolmanı ile eş anlamlı kelimeler; plasental dekolman, ablasyo plasenta, ablatio placentae, abruptio placenta, eş kısmının önceden ayrılması.

Hamileliğin 20. haftasından sonra plasentanın bebeğin doğmasından önce rahim duvarına yapışık olduğu yerden kısmen (partial dekolman) veya tamamen (komplet dekolman) ayrılmasına “plasental dekolman” denir. Bu durum, her yüz gebeliğin birisinde görülmektedir.

Plasenta, anne rahmindeki bebeğin gelişimi için bebeğe göbek bağı ile bağlanan, bebeğin eş kısmı olup bebeğin gelişimi için son derece önemli bir organdır.

Bebeğin rahim içinde sağlıklı bir şekilde gelişimi için eş kısmının da sağlıklı bir işlev görmesi son derece önemlidir.