Gebeliğin oluşma mekanizması

Siklus, son adet tarihinin ilk gününden bir sonraki adet tarihinin ilk gününe kadar geçen süredir. Normalde bu süre 28 gün olmasına karşın 21 ile 35 gün arası normalin alt ve üst sınırlarıdır.

28 günde bir adet gören, yani siklusu 28 gün olan bir kadının ovulasyon (yumurtlama günü) sıklıkla (şart değil) 14. gündür.

Adet görme mekanizması

Beyinde gerçekleşen olaylar

Her adetin ilk günü beyinde hipotalamustan salgılanan GnRH adlı hormon, hipofizden folikül stimule edici (uyarıcı) hormon (FSH) salgısını uyarmaya başlar. FSH etkisiyle yumurtalıklardan birinde yeni bir folikül (yumurta hücresini barındıran yapı) olgunlaşmaya başlar. Bu folikül olgunlaştıkça östrojen hormonu üretimi artar, östrojen üretimi arttıkça hipofiz bölgesinden salgılanan luteinizan hormon (LH) miktarı artar. Folikül olgunlaştıkça giderek içi sıvı dolu ufak bir kese haline gelir.
Yumurtalıkta gerçekleşen olaylar

Folikül yaklaşık olarak 16-20 milimetre çapına eriştiğinde östrojen hormonu da kanda maksimum seviyeye ulaşır ve bu da LH seviyesinin giderek daha da artmasına neden olur. LH piki (LH'ın en yüksek seviyeye ulaştığı an) olduğunda folikül çatlar ve içindeki oosit (yumurta hücresi) serbestleşerek Fallop tüpünün içine girer.
Folikül çatladıktan sonra "çatlama bölgesinde" corpus luteum (sarı cisim) adı verilen bir yapı oluşur ve bu yapı bu defa östrojen hormonuna ek olarak progesteron hormonu da üretmeye başlar. Gebelik oluşmazsa bu yapının işlevi 14 günde biter. Gebelik oluştuğunda ise gebelik ürününü "desteklemek" için bu yapı yaklaşık 10. haftaya kadar progesteron salgılamaya devam eder. 10. haftadan itibaren "gebelik ürünü" kendi progesteronunu kendisi üretebilecek hale gelir ve görevi devralır.

Uterusta gerçekleşen olaylar (uterus=rahim)

Uterusun içi endometrium adı verilen bir tabakayla kaplıdır. Endometrium östrojen etkisiyle kalınlaşır ve yumurtlama sonrası devreye giren progesteron hormonunun etkisiyle döllenmesi muhtemel bir yumurta hücresinin implantasyonu (yerleşmesi) ve gebeliğin başlaması için elverişli duruma getirilir.

Neden kanama olur?

Corpus luteumun ömrü siklus kaç gün olursa olsun her kadında 14 gündür. Bu süreye yaklaştıkça corpus luteumun progesteron salgısı giderek azalır ve kandaki progesteron iyice azaldığında endometrium tabakası desteğini kaybederek "dökülmeye" başlar. İşte bu dökülme kanamayla birlikte olduğundan adet kanaması adını alır.

Corpus luteum ömrünün kısıtlı olmasının özel bir anlamı vardır: 28 günde bir adet gören bir kadında ovulasyon 14. günde olmaktadır, demek ki kadın örneğin 30 günde bir adet görüyorsa bu kadında 30-14=16. gün ovulasyon günüdür. Aksine 26 günde bir adet gören bir kadında 26-14=12. gün ovulasyon günüdür.

Döllenme ve takiben gebeliğin başlaması

Salgılanan oositin ömrü 12-24 saattir. Bu süre içinde oosit sperm hücreleriyle karşılaşır ve şartlar uygun olursa sperm hücrelerinden biri oositin içine girerek fertilizasyon (döllenme) olayını başlatır. Daha sonra sperm-oosit birleşmesinden oluşan blastosist endometriumda uygun bir yer bulup yerleştiğinde implantasyon gerçekleşir.

Artık gebelik süreci başlamıştır. İmplante olan hücrelerden beta HCG adlı hormon salgılanır ve hücreler de hızla çoğalarak embriyo oluşumunu başlatırlar.

Eğer yumurtlama sonrası gebelik oluşursa corpus luteumun ömrü uzar ve progesteron salgısını sürdürmeye devam eder. Böylece gebelik oluştuğunda porgesteron salgısı azalmadığından endometriumda "dökülme" yani adet kanaması gerçekleşmez. Corpus luteum progesteron desteğini, bu görevi gelişmekte olan gebelik ürünü devralana kadar devam ettirir.

GEBELİĞİN BAŞLAMASI



Resimde kadının anatomisi ana hatlarıyla gözlenmektedir. Serviks (rahimağzı), vajinanın sonunda yer alan uterusa (rahime) giriş kapısıdır. Bir kanal yapısındadır ve bu kanaldaki salgılar spermi depolamaktan ve vajinanın asit saldırısına karşı korumaktan sorumludurlar. Rahimağzı salgısının nitelikleri siklusun (adet döngüsünün) gününe göre oldukça önemli farklılıklar gösterir ve yumurtlama günü geçtikten sonra rahimağzı salgısı rahim içine hem mikroorganizmaların hem de spermlerin geçmesini engelleyen bir bariyer görevi yapar.

Rahim esas olarak bir kas dokusudur. Bebeğin gelişimi için gevşeme ve büyüme özelliğine sahiptir. Doğum kasılmaları rahimde başlar ve bu kasılmalarla birlikte rahimağzı yaklaşık 10 santimetre. açılarak bebeğin doğmasına izin veir. Rahim içi endometrium adı verilen bir tabakayla kaplıdır. Östrojen salgısıyla kalınlığı artan endometrium, yumurtlama sonrası salgılanan progesteron etkisiyle embriyonun implantasyonu (yerleşmesi) ve gelişmesi için elverişli bir ortam sağlar. Gebelik oluşmadığında adet kanamasıyla dökülür.

Fallop tüpleri, (kanallar), yumurtalıklar ile rahim arasında bulunan iç cidarı oldukça ince kanallardır. Yumurtlama esnasında yumurtalığın yüzeyini kaplayan saçak şeklindeki yapılar (fimbriyalar) oositi (yumurta hücresini) yakalayarak Fallop tüpünün içine alır. Oosit ile sperm arasındaki fertilizasyon (döllenme) Fallop tüpünde olur.

Ovulasyondan blastosist oluşumuna kadar geçen en erken gebelik aşamaları



Yukarıdaki resimde over (yumurtalık) kesitinde folikülün olgunlaşma aşamaları gözlenmektedir. Ovulasyonla folikülden dış ortama atılan oosit (yumurta hücresi) fimbriyalar tarafından yakalanmış ve Fallop tüpünün içine alınmıştır. Oosit Fallop tüpünde ilerlerken vajinadan rahimağzına, rahimağzından rahim içini kaplayan endometrium tabakasına, buradan da Fallop tüpüne ulaşan spermler oositin etrafını sararlar. En iyi niteliklere sahip olan tek bir sperm oositin içine girmeyi başarır. İçeri giren sperm ile oositin genetik materyalleri birleştikten sonra hücre çoğalmaya başlar. Blastosist aşamasına gelmiş olan embriyo artık implante olmaya (yerleşmeye) hazırdır ve endometriumda en uygun yere yerleşerek gebeliği başlatır.