Prematüre bebekler

Anne karnındaki bebek (fetus), rahim içinde amniyon sıvısı denilen bir sıvıda büyür ve fetusun başta oksijen olmak üzere her türlü gereksinimi ve beslenmesi gebelik eşi (plasenta) aracılığı ile olur ve atıklar yine plasenta aracılığı ile atılır. Yani fetusun beslenmesi kan dolaşımı aracılığı ile olmaktadır. İşte plasentayı da etkileyecek kan dolaşımındaki sorunlar, annedeki bazı problemler, fetusun içinde bulunduğu rahimdeki bozukluklar ya da fetusun kendisine ait hastalıklar zamanından önce doğuma (prematüre) neden olabilecektir. Bu nedenleri kısaca gözden geçirelim.

(1) Fetus
(2) Göbek Kordonu
(3) Su kesesi (Amnion mayisi ile dolu)
(4) Plasenta

Anneye Ait Nedenler:

Anne yaşı: Gebe annenin yaşı doğum zamanı ile ilişkilidir. Doğum zamanından başka bebeğin anne karnındaki büyümesi, doğumdan sonraki bakım da anne yaşından etkilenir. Geç yaş gebeliklerinde Down sendromu (Mongol bebek) gibi kromozom anormallikleri, erken yaş gebeliklerinde ise annede yüksek tansiyon ile seyreden ve eklampsi olarak adlandırılan durum sıktır. İdeal gebelik yaşı 20-30 yaş arasıdır. 17yaş öncesi ve 35 yaşından sonraki gebelikler risklidir.

Düşük sosyoekonomik düzey: Yoksulluk, küçük yaşta gebelik, yetersiz beslenme ve yetersiz gebelik bakımı gibi nedenlerle premetüre bebek doğurma riski artar. Amerika'da 1994 yılında prematüre bebek doğum oranı beyazlarda %9.6 iken, ekonomik düzeyi daha düşük olan zencilerde bu oran %18.1 olmuştur.

Sık doğum: Ülkemizde maalesef gebelik kontrolü çok yetersiz olduğu gibi, iki gebelik arası süre de çok azdır. İki gebelik arasında en az iki yıl olması gerekir.

Hipertansiyon: Kan dolaşımı aracılığı ile beslenen fetus, annenin hipertansiyonundan etkilenecektir. Hipertansiyon önceden olabileceği gibi gebelikte de ortaya çıkabilir. Gebelikte hipertansiyonla beraber idrarda protein kaybı ve şişlik ile birlikte olan ve eklampsi olarak adlandırılan (eskiden gebelik zehirlenmesi denilirdi) durumunda bebeğin yanında annenin de yaşamı tehlikeye girebilmektedir. Annedeki hipertansiyon olunca doğum ağırlığı düşük bebek yanısıra erken doğum riski de artacaktır.
Kronik hastalık: Kalp, böbrek, akciğer, damar hastalığı gibi annedeki hastalıklar prematüre bebek doğum riskinin artmasına neden olurlar. Bu hastalıkların çoğunda damar yapılar dolayısı ile fetus ta etkilenmektedir.

Enfeksiyon: Erken doğumların %16'sında amnion mayide enfeksiyon vardır. Enfeksiyonda vücudun salgıladığı ve vücudun savunma mekanizmasını oluşturan bazı maddeler, rahmin kasılmasına neden olarak erken doğuma neden olurlar. Bu nedenle gebe kadında idrar yolu enfeksiyonu gibi her türlü enfeksiyonun saptanarak uygun antibiyotik tedavisi ile erken doğumun önlenmesi gerekir.
Sigara veya uyuşturucu kullanma: Gebelikte sigara kullanımı, fetus ve plasentada bir yandan karboksihemoglobinin artıp oksijenin azalmasına, bir yandan da içerdiği nikotin ile prematüre bebek doğum riskinin artmasına neden olacaktır.

Kokain ve amfetamin gibi keyif verici ilaçlar, prematüre doğuma neden olurlar. Kokain, plasentanın ayrılmasına ve annede hipertansiyona neden olmakta, ayrıca direk olarak rahmin kasılmasına da neden olarak prematüre doğuma neden olmaktadır.

Prematüre doğan bebekler ne kadar prematüre doğduklarına göre farklılıklar gösterirler. Bazıları sadece biraz prematüredir ve kısa bir süre hastahanede kaldıktan sonra anne-babaları ile evlerine dönerler. Diğerleri aşırı derecede prematüredirler ve hastahanede aylarca kalmak zorunda kalırlar. Prematüre doğan bebeğinizle karşı karşıya kalabileceğiniz problemleri bilmek için önce bebeğinizin ne kadar prematüre olduğunu bilmelisiniz.

Normal bir gebelik 40 hafta ya da 280 gün sürer. Eğer 37 haftadan önce doğum gerçekleşirse bebek prematüre kabul edilir.

Prematüre bebekler gebelik yaşına göre 3 gruba ayrılmaktadır:

1. Grup : İleri derecede (24-31 hafta)
2. Grup : Orta derecede (32-35 hafta)
3. Grup : Sınırda (36-37 hafta)

Prematüre bebeklerin üçte ikisi sınırda preterm bebeklerdir.

Prematüreliği tahmin etmenin diğer bir yolu da doğum ağırlığıdır. Genel kaide; "ne kadar prematüre ise o bebek o kadar hafiftir" şeklindedir. Bunun için kullanılan çeşitli terimler vardır.


Düşük Doğum Ağırlığı(LBW) : Bebeğin doğumda 2500 gramdan az olması
Çok Düşük Doğum Ağırlığı(VLBW): Bebeğin doğumda 1500 gramdan az olması.
İleri Derecede Düşük Doğum Ağırlığı(ELBW): Bebeğin doğumda 1000 gr.dan az olması.
LBW(Low Brith Weight), VLBW(Very Low Brith Weight), ELWB(Extremely Low Brith Weight)

Doğumda ağırlığı ölçmek kolayken bunun gebelik yaşı ile uyumluluğunu ölçmek bazen zordur. Genelde 2500 gramın altında doğan bebekler prematüredir. Fakat 2500 gramdan fazla doğan prematüreler de vardır. Ayrıca zamanında doğduğu halde 2500 gramın altında olan bebekler de vardır.

Bebeğiniz erken doğmuşsa öncelikle sizi yaşanan sorunlarla doğru orantılı olarak yoğun bir doktor trafiği bekler. Bu trafik, sağlık sorunlarının durumuna göre zaman içinde azalır ya da artabilir.

YAPILMASI GEREKEN SAĞLIK KONTROLLERİ

Göz Muayenesi: ROP yani prematürelik retinopatisinin gelişip gelişmediğinin tesbiti için bir göz doktorunun muayene etmesi şarttır. İlk kontrol bebek doğduktan sonraki 4-6 hafta aralığında yapılmalıdır. Erken teşhiste tedavisi olan bu göz rahatsızlığı geç teşhis edilirse körlüğe kadar varabilen sonuçlara ulaşabilmektedir. Sürekli ya da ara sıra ortaya çıkan şaşılıkta ise 3. aydan sonra ayrıntılı göz muayenesi yapılmalıdır. İlkokula başlamadan önce görme keskinliği muayenesi yapılması gerekir.

Fizik muayene: Prematüre bebeğinizi çocuk doktorunuzun dışında bir de fizik tedavi uzmanı doktorun muayene etmesi çok faydalı olacaktır. Spastisite, refleks canlılığı ve bunun gibi motor gelişimi etkileyebilecek sorunlar erken teşhis edilirse tedavileri fizik tedaviyle yapılmaktadır. Bebeğiniz en az 1 veya 2 aylık olunca bu kontrolden geçmesinde çok büyük fayda bulunmaktadır. Özellikle 1. ve 2. grup prematüre bebekler ile nörolojik sorunlar yaşayan bebeklerin fizik tedavi uzmanı doktorların gözetiminde olması gerekmektedir.

Nörolojik Muayene: Prematüre bebekler ile nörolojik sorunlar yaşayan bebeklerin pediatrik nörolog muayenesinden geçmesi gerekir. Bir sorun olmasa dahi bir müddet nörolojik muayeneler yaptırılmalıdır. Özellikle yoğun bakımda sarılık, havale veya beyin kanaması geçiren bebeklerde nörolojik muayene şarttır. Bu tip sorunlar yaşanmamış olsa bile çocuğun en azından ilk 1.5 yaşta, çocuk nöroloğunun takibinde olmasının zararı olmayacağı gibi, pek çok faydası dokunacaktır.Bu konuda anne-babaların gözünden önemli olabilen bazı detaylar kaçabilmektedir.

İşitme Muayenesi: Doğum ağırlıkları 1500 gramın altında olan bütün bebeklerin işitmeleri dikkatli değerlendirilmelidir. Bunun dışında ailede sağırlık öyküsü varsa, bebek menenjit (beyin zarı iltihabı) veya hiperbilirübinemi (sarılık) nedeniyle kan değişimi geçirmişse, zor ve uzun sürmüş doğumla doğmuşsa, rahim içi enfeksiyon öyküsü varsa işitme muayenesi mutlaka yapılmalıdır. İşitme muayenesinin bebek üç aylık olmadan yapılması önerilmektedir. Bu tip işitme muayeneleri yine üniversite hastahanelerinin odyoloji servislerinde yapılmaktadır).

Bunların yanında eğer bebeğinizde gelişen başka sağlık sorunları varsa (kalp, akciğer, sindirim sistemi vs.) bu konularda da çocuk doktorunuzun sizi yönlendireceği uzman doktorlara gitmeniz gerekecektir.

PREMATÜRE BEBEKLERİN TAKİBİ

Neonatal ve prenatal bakımdaki gelişmeler yüksek riskli pretermlerin sağ kalımını dramatik olarak etkilemiştir. Buna bağlı olarak sayıları giderek artan yoğun bakım ünitesi taburcularının takibinde çocuk hekimine önemli sorumluluklar yüklenmektedir. Çocuk hekimi preterm doğum ya da postnatal hastalıkların neden olduğu büyüme gecikmesi, beslenme sorunları, nörolojik ve gelişimsel sorunlar, solunum sorunları, görme ve işitme bozuklukları gibi bir çok karmaşık sorunu anlamak, yönetmek ve tedavi etmek zorundadır.

Yenidoğan yğun bakım ünitesinden taburcu olmuş bir pretermin değerlendirilmesi perinatal ve neonatal döneme ait detaylı bilgi, gelişmesi tahmin edilen sekeller, kontroller arasındaki sürede gelişen olaylar ve bu bebeklerin özel durumlarını göz önüne alan fizik muayeneyi içeren sistematik bir yaklaşım gerektirir.

PERİNATAL DÖNEME AİT BİLGİ:

Doğru bir izlem için en önemli gerekliliktir. Preterm bir bebek hastaneden taburcu olurken hazırlanması gereken çıkış bilgisi aşağıdakileri mutlaka içermelidir:
....
1) Perinatal öyküde önemli noktalar: Anne öyküsü, prenatal seyir, ilaçlar, sosyal durum
2) Doğum öyküsü: Doğum tartısı, gestasyon (doğum) yaşı, gestasyona göre tartı uygunluğu, ....Apgar skorları, resusitasyon gereksinimi
3) Hastanedeki seyrin özeti:
....a) Beslenme öyküsü ve şimdiki beslenme şekli
....b) Solunum sorunları (ventilatör desteği, oksijen gereksinimi, apne ve bradikardileri, ........bronkopulmoner displazi-BPD)
....c) Nörolojik komplikasyonlar: İntraventriküler kanama-İVK, periventriküler lökomalazi-PVL, ........konvülsiyonlar, hidrosefali)
....d) Kardiyovasküler sorunlar
....e) Transfüzyonlar
.....f) İnfeksiyonlar
....g) Cerrahi girişimler, kan değişimi,santral kateterler
....h) Göz muayeneleri
.....i) Diğer önemli komplikasyonlar(nekrotizan enterokolit-NEK, gastroözofageal reflü-GER)
...
4) Önemli Laboratuar Bulguları: En yüksek bilirubin düzeyi, çıkıştaki hematokrit ve retikülosit, tarama testleri.
5) Önemli Görüntüleme Sonuçları: Kraniyal ultrasonografi, ekokardiyografi, akciğer grafisi
6) Çıkışta Kullandığı İlaçlar
7) Aşılama Durumu
8) İşitme Değerlendirmesi
9) Çıkış Fizik Muayene Bulguları: Özellikle tartı, boy, baş çevresi
10) Randevular: Fizik tedavi, nöroloji, konuşma terapisi vs.

BÜYÜMENİN İZLENMESİ:

Pretermin büyüme şekli bebeğin iyilik halinin değerli bir göstergesidir. Büyüme bozuklukları beslenme güçlükleri, yetersiz beslenme, kronik hastalıklar veya sosyal-emosyonel zorluklara işaret edebilir. Kronik hastalığı olan bir çok bebek hızlı büyümeleri beklenen bir dönemde yüksek kalori gereksinimleri varken bunu karşılayamaz çünkü beslenme kapasiteleri kısıtlıdır.
Pretermlerde pekçok faktör büyümeyi etkileyebilir:

1) Gestasyon yaşı, doğum tartısı
2) Neonatal hastalıkların ağırlığı
3) Kalori harcamasını artıran kronik hastalıklar (NEK, GER, BPD)
4) Devam eden hastalıklar
5) Evdeki ortam
6) Heredite
....

Büyüme Beklentileri
Preterm bebeklerin optimal büyümelerinin nasıl olması gerektiği kesin olarak bilinmemektedir. Büyüme açısından homojen bir grup oluşturmayan bu bebeklerin büyüme şekillerine ilişkin yapılmış çalışmaları karşılaştırmak zordur. Bu çalışmalarda doğum tartıları, çalışmaya alınan bebeklerin özellikleri, bebeklerin doğduğu yıllardaki uygulamalar ve izlem süreleri önemli farklılıklar göstermektedir.
Erken postnatal dönemdeki tartı değişikliklerini gösteren büyüme eğrileri hastane yatış sırasında kullanılmaktadır. Taburcu olduktan sonra kullanılabilecek bazı özel büyüme eğrileri de geliştirilmiştir. Klinik uygulamada ise term bebekler ve çocuklar için geliştirilmiş eğrilerin kullanılması en pratik yoldur ancak bu durumda "DÜZELTİLMİŞ YAŞ" kavramı önem kazanmaktadır.
....

Düzeltilmiş Yaş Tanımı:
Bebeğin kronolojik (doğduğu günden itibaren geçen süre), erken doğduğu hafta veya ayın çıkarılmasıyla elde edilir.
Örneğin gestasyon yaşı 28 hafta olan (28. haftada doğan) bir preterm bebek,
40 hafta - 28 hafta = 12 hafta(3 ay) erken doğmuştur. Bu bebek kronolojik olarak (doğum tarihine göre) 6 aylık olduğunda düzeltilmiş yaşı 6 ay - 3 ay = 3 ay olacaktır. Büyümenin izlenmesinde düzeltilmiş yaş kullanımı için önerilen süreler 1-3 yaş arasında değişmekte genellikle önerilen süre kronolojik yaş 36 aylık olana kadardır. Bundan sonra bebeğin büyümesi kronolojik yaşına göre izlenebilir. Düzeltilmiş yaştan kronolojik yaşa ilk geçişte bebeğin persantil eğrisinin de değişebileceği ancak büyüme hızının etkilenmemesi gereği akılda tutulması gereken pratik bir noktadır.
....

Büyüme Hızına Göre İzlem:
Bebek taburcu olduktan sonra ilk haftalardaki sık izlem sırasında veya ölçülerinin henüz standart büyüme eğrilerinin çok altında olduğu dönemde, büyüme hızının düzeltilmiş yaşına göre benzer yaştakı term bebeklerin büyüme hızıyla karşılatırılması yararlı olabilir. Aşağıda bir büyüme hızı tablosu örnek olarak verilmiştir.

Büyümeyi Yakalama:

Çok düşük doğum tartılı bebekler doğum sonrası ilk haftalarda beklenen fetal büyüme hızının altında kalırlar. Ancak bir kez doğum tartılarını yakaladıktan sonra intrauterin büyüme hızına benzer hızlarda büyümeye başlarlar ve tartı artışı 15 g/kg/gün, boy uzaması 1 cm/hf, baş çevresi artışı 0.7 cm/hf. olur. Maksimal büyüme hızı postkonsepsiyonel 36-40 haftalarda görülür. Ancak bu bebeklerin çoğu hedeflenen hızda büyümelerine rağmen büyümeyi yakalayamazlar ve taburcu olurken postkonsepsiyonel haftadaki referans fetal tartı göre 10. persentilin altında kalırlar.
Düşük doğum tartılı, AGA bebekler için büyümeyi yakalama genellikle ilk 2 yaşta olur. İlk olarak baş çevresi, sonra tartı en sonra da boy büyümeyi yakalar. Üç yaşından sonra büyümeyi yakalama enderdir.

NÖROGELİŞİMSEL DEĞERLENDİRME:
Pretermlerin nörolojik sorunlarının çoğu ilk bir yılda ya kaybolur veya kalıcı hale gelir. Bebeği izleyen hekimin hedefi nörogelişimsel anormallikleri erken tanıyıp, uygun destek ve tedaviyi planlamaktır. Preterm bebeklerin nörolojik olgunlaşması ile ilgili kanıtlar, gelişimi değerlendirirken de 3 yaşına kadar düzeltilmiş yaş kullanımını desteklemektedir. Nörolojik gelişim açısından yüksek risk taşıyan pretermler şunlardır:
1) Gestasyon yaşı ‹ 32 hafta .....doğum tartısı ‹ 1500 gr.
2) Gestasyona göre (doğum haftasına göre) düşük tartılı
3) Bronkopulmoner Displazi-BPD
4) Intraventriküler Hemoraji-IVH(Kafaiçi kanama), Periventriküler Lökomalazi-PVL
5) Taburcu olurken anormal nörolojik muayene
6) Olumsuz perinatal, neonatal olaylar (asfiksi, sarılık, hipoglisemi, polisitemi, menenjit, konvülsiyon(havale)
....
Prematürite ile ilişkili olarak gelişebilecek majör ve minör rahatsızlıklar aşağıda sıralanmıştır:
....
Majör rahatsızlıklar: Minör rahatsızlıklar:
1) Cerebral Palsy (özellikle spastik dipleji) 1) Kognitif gecikme
2) Mental gerilik 2) Konuşma ve dil bozuklukları
3) Sensorinöral işitme kaybı 3) Denge ve koordinasyon kusurları
4) Görme bozuklukları 4) Algı sorunları
.... ....
Farklı izlem protokolleri olmakla beraber pretermlerin gelişim değerlendirmesinde temel ilke, bir yıl nöromotor gelişimin, 2-3 yıl dil ve kognitif gelişimin, 4-5 yıl okula hazırlık becerilerinin, erken okul yıllarında akademik başarının değelendirilmesi olmalıdır. Bu ilkelere göre bir izlem planı şu şekilde yapılabilir:
İlk muayene taburcu olduktan sonraki 1 hafta-10 gün içinde yapılmalıdır.
4. ay : Büyüme gecikmesi ve ciddi nörolojik anormallikleri saptamak için uygun zamandır.
8. ay: Cerebral Palsy veya diğer nörolojik anomalilerin varlığını kesinleştirmek için ve ilk Bayley testi için ideal zamandır, ancak bu test ilk12. ayda da yapılabilir.
18.-24. ay: Geçici nörolojik anomalilerin çoğunun kaybolduğu, nörolojik olarak anormal olan çocuğun da uyum sağlamakta olduğu bir yaştır. Ayrıca büyümeyi yakalamanın çoğu gerçekleşmiştir, mental Bayley testi de bu yaşta yapılabilir.
3 yaş: Diğer kognitif fonksiyon ölçümleri (örneğin dil) yapılabilir.
4 yaş ve sonrası: Daha hafif nörolojik, vizuomotor ve davranış zorlukları ölçülebilir.
....

İŞİTMENİN DEĞERLENDİRİLMESİ:
Ciddi bilateral işitme kaybı normal yenidoğanlarda binde 1-3 arasında saptanırken, yoğun bakım ünitesindeki bebeklerde bu oran yüzde 2-4'e kadar çıkmaktadır. İşitme kayıplarının tanısında hedef 3 aylıktan önce tanı konması, tedavi başlangıcının ise 6 aylıktan sonraya kalmamasıdır. Yüksek risk durumuna göre tarama konjenital işitme kaybı olanların sadece %50'sini tanımladığı için işitme taraması tüm yenidoğanlar için
önerilmektedir. Preterm bebekler ise zaten yüksek risk grubunda olduklarından tüm pretermlerin işitmeleri değerlendirilmelidir. İdeal olarak bebek taburcu olmadan önce işitme taraması yapılmış olmalı, ancak eğer yapılamamışsa taburcu olduktan sonraki ilk 2-4 hafta içinde yapılmalıdır. Otoakustik Emisyon (OAE) ve işitsel uyarılmış potansiyeller (Auditory Brainstem Response = ABR), tek başına veya birlikte uygulanabilecek tarama testleridir.
....

Başlangıçtaki işitme testinden sonra preterm bebeğin işitme değerlendirmesine ilk 2 yaşta devam edilmelidir. Çünkü ilk testi geçmiş olması sonradan işitme kaybı gelişme riskini dışlamaz. Ayrıca pretermlerde sık görülen yineleyen otitler sekonder işitme kaybına, Down Sendromu, konjenital infeksiyonlar ya da pulmoner hipertansiyon ise ilerleyici kayıplara yol açabilir. Bu nedenle özellikle sesli uyaranlara anormal yanıt veren, konuşma gecikmesi, artikülasyon bozukluğu ve dikkat azlığı olan büyüyen pretermlerde işitme kaybından şüphe edilerek odyolojik testler istenmelidir.

PREMATÜRE BEBEKLERDE BESLENME

Prematüre bebeklerin besin ihtiyaçları term (vaktinde doğan) bebeklerinkinden daha fazladır. Emme ve yutma koordinasyonu anne karnında 33. haftadan sonra geliştiği için daha önceki haftalarda bebekler gavajla beslenmelidir. 1800 gr.a ulaşmış, klinik bulguları olmayan ve beslenme intoleransı bulunmayan sağlıklı prematüre bebekler taburcu olmadan önce normal anne sütü veya standart mamalar ile beslenmeye başlayabilir. Bronkopulmoner displazi veya konjenital kalp hastalığı gibi sorunları olan prematüre bebeklerin besin ihtiyaçları artar. Anne sütü yoksa 40. haftaya kadar (doğması gereken zamana kadar) özel prematüre mamaları kullanılması uygundur.
Sütlerin kalori içeriklerinin artırılması çeşitli yollarla yapılabilir. Ancak kalori ayarlamaları yaparken, uygun oranlarda yağ, karbonhidrat ve proteinin sağlanmasına dikkat edilmelidir.

Prematüre bebeğin gerek hastanede yattığı dönemde, gerekse taburcu olduktan sonraki beslenmesi yanlızca besin ihtiyaçlarının karşılanması anlamına gelmez. Bu dönemdeki beslenme şekli, çocuğun tüm yaşamını etkileyebilecek özelliklere sahiptir. Bebeğe kaloriyle birlikte diğer besin elemanlarının da uygun şekilde verilmesi bebeğin beyin gelişimi ile bağırsak ve endokrin fonksiyonların gelişimini etkileyebildiği gibi erişkin yaşta karşılaşabileceği şişmanlık, hipertansiyon ve allerji gibi çok değişik sorunların ortaya çıkmasını da etkileyebilir. Programlama adı verilen bu olay çeşitli fonksiyonlar için değişik dönemlerde ve değişik besin gruplarına bağlı olarak gelişir. Bu nedenle, bebeklerin doğru zamanda doğru şekilde beslenmesi önem kazanır.
Prematüre Bebeklerde Katı Gıdalara Başlama Zamanı:
Prematüre bebeklerde katı gıdalara başlama zamanı için gözönüne alınması gereken kriterler aşağıda sıralanmıştır:
- Başını dik tutmalı, oturma pozisyonunda durabilmeli
- Dilini dışarı çıkarma hareketi azalmış olmalı
- Düzeltilmiş yaşı 4-6 ay olmalı
.....
ANNE SÜTÜ
Prematüre beslenmesinde en uygun besin bebeğin kendi annesinin sütüdür.
Erken doğum yapan annenin sütü (preterm süt) zamanında doğum yapan annenin sütünden farklılıklar gösterir. Preterm sütün daha fazla total nitrojen, protein, sodyum, klor, magnezyum, demir, bakır, çinko ve erken laktasyon döneminde daha yüksek IgA içerdiği gösterilmiştir. Toplanan anne sütü buzdolabında +4 derecede 48 saat tutulabilir.
Prematüre bebekler için, anne sütüne eklenmek amacıyla üretilmiş ve protein, makromineraller, eser elementler,enerji ve vitaminler içeren toz ürünler piyasada mevcuttur. Ancak genel görüş, anne sütünün ek formüllerle zenginleştirilmesinin ağırlık artışının yeterli olmadığı bebeklere sınırlı tutulması yönündedir. Genellikle 1500 gr.ın üzerinde olan prematüre bebeklerin besin gereksinimleri anne sütü ile karşılanabilir.
Anne sütü ve emzirme teknikleri hakkında pek çok bilgiye GENEL BİLGİLER başlığı altında "Anne Sütü ve Emzirme" kısmını tıklayarak ulaşabilirsiniz...
.....
Vitamin ve Mineral Takviyesi:
Günlük alınan besin miktarı ile alınması gereken miktarlarda vitamin alınamadığı için, prematüre bebeklere genellikle multivitamin solüsyonları verilir. Prematüre bebeklerde diğer bebeklerde olduğu gibi 2. aydan itibaren demir eksikliği gelişebileceğinden 1. aydan sonra demir takviyesi başlanmalı ve 12. aya kadar devam edilmelidir. Amerikan Pediatri Akademisi term (zamanında doğan) bebeklere 2. haftadan sonra florür verilmesini önermektedir. Prematüre bebeklere de 6. aydan sonra gerekli görülürse florür verilmesi düşünülebilir. Doktorunuz gerekli gördüğü durumlarda fosfor, kalsiyum takviyesi yapabilir. D vitamini prematüre olsun olmasın tüm bebeklere ilk haftadan sonra verilir.

.....
Beslenme Sorunları:
Prematüre bebeklerde beslenme sorunlarına daha sık rastlanır. Bu sorunların çoğu hemen doğum sonrası dönemde görülmekle beraber emme ve yutma sorunları uzun süre devam edebilir. Geçici nörolojik immatüritesi veya kalıcı nörolojik defisti olan bebeklerde beslenme sorunları daha sıktır. Kronik akciğer hastalığı ve gastroözofagiel reflüsü olan, değişik kişiler tarafından beslenen bebeklerde de beslenme sorunları daha fazla gözlenir. Hiperaktif öğürme refleksi, bebeğin anne göğsünden, biberonla veya kaşıkla hiçbir şekilde beslenemediği özel bir durumdur.

Beslenme sorunu olan bebekte günlük aldığı miktar hesaplanmalı, normal fizik muayeneye ilaveten refleksler değerlendirilmedir.

Prematüre bebeklerde kabızlık da nadir olmayan bir durumdur. Uzun süreli kabızlıklarda bazı tetkikler gerekebilir. Anne sütü alan bebeklerde kabızlık nadirdir. Fonksiyonel bir kabızlık varsa ilk aylarda mama içindeki su mikatarını artırmak faydalı olabilir. Daha sonra ise günlük besinler içindeki tahılların artırılması düşünülebilir. Lavmanlar ve fitiller ancak geçici bir çözüm sağlar ve çok gerekli olmadıkça kullanılmamalıdır.