Kadın

Doğum yaralanmaları

Her 1.000 çocuktan 2 ila 7 tanesi doğum esnasında zarar görmektedir. Doğum yaralanması, bebeğin doğumu esnasında ana rahminden dışarı çıkarken ya da alınırken meydana gelen incinme ya da travmalar olarak tanımlanmaktadır. Doğum yaralanmaları, en mükemmel doğum bakımı uygulanan durumlarda bile ortaya çıkabilmektedir.

Doğum öncesi bakım

Kendiniz ve bebeğiniz için yapabileceğiniz en önemli şey, hamile olduğunuzdan kuşkulandığınız anda doğum öncesi bakıma başvurmaktır.

Birçok kadın bir doğum uzmanından ya da doğum öncesi bakım sağlayan başka bir doktordan randevu aldığında, hamile olduğunu biliyordur. Tüm semptomlar görülmektedir ve evde yaptıkları bir gebelik testi pozitif sonuç vermiştir. Hamileliğiniz bir testle doğrulanmadıysa, doktorunuzun muayenehanesinde bir test yaptırabilirsiniz.

Sezaryen ile doğum

Anne doğum için hastaneye yatalı 6 saat olmuştu. Sancılar oldukça şiddetli geliyordu. Başlangıçta herşey yolundaydı. Doğum ilerliyordu. Ancak son 2 saattir bazı şeyler ters gidiyor gibiydi. Kuvvetli sancılara rağmen Can'ın pozisyonunda bir değişiklik olmamıştı. Aynı yerde duruyordu. Sonunda Anne'nın hekimi kararını verdi. Kemik çatı yeterince geniş değildi ve bebeğin kalp sesleri sıkıntı belirtileri gösteriyordu. Doğumu sezaryan ile sonuçlandıracaktı. Bu durum Anne'nin ve Baba'nın pek hazırlıklı olmadığı bir karardı. Kendilerini hep normal vajinal doğuma hazırlamışlardı. Aylarca nefes egzersizleri yapmışlar, konu ile ilgili birçok kitap okumuşlardı. Acaba başka çare yok muydu?
Evet her doğum eyleminin sezaryan ile sonlanma olasılığı vardır. Hamileliğin son günlerinde en çok merak edilen konu doğumun ne şekilde olacağıdır. Genelde normal doğum istenir.

Normal Doğum Nedir?

Serklaj (Rahim ağzına dikiş atılması)

Servikal yetmezlik nedir?
Rahim ağzı ya da tıbbi adıyla serviks rahimin dış dünya ile bağlantısını sağlayan ve vajinaya açılan en alt noktasıdır. Normal bir hamilelikte serviks kapalıdır.

Serviksin ilerleyen bir gebeliği taşıyamayacak kadar güçsüz olması ve doğum sancıları başlamadan açılması ise servikal yetmezlik olarak adlandırılır.

Servikal yetmezlik tanısı nasıl konur?

Preeklampsi (Gebelikte yüksek tansiyon)

Gebelikte hipertansif hastalıklar

Gebelikte yüksek tansiyon tehlikeli bir durumdur. Yüksek tansiyon gebelikten önce var olabileceği gibi gebeliğe bağlı olarak da ortaya çıkabilir ve gebelik sonlandıktan sonra kaybolabilir.

Gebeliğin hiperatansif hastalıkları preeklempsi,kronik hipertansiyon, kronik hipertansiyon üzerine binmiş preeklempsi ve geçici hipertansiyon olarak sınıflanır.

Gebelikte yüksek tansiyon tehlikeli bir durumdur. Yüksek tansiyon gebelikten önce var olabileceği gibi gebeliğe bağlı olarak da ortaya çıkabilir ve gebelik sonlandıktan sonra kaybolabilir.

Gebeliğin hiperatansif hastalıkları preeklempsi, kronik hipertansiyon, kronik hipertansiyon üzerine binmiş preeklempsi ve geçici hipertansiyon olarak sınıflanır.

Müller anomalileri

Embriyonik gelişim döneminde rahimağzı (serviks ) ve rahim (uterus), sağlı sollu yerleşmiş Müller kanallarının orta hatta birleşmesinden ve kaynaşmasından meydana gelir. İlk birleşmede iç duvarlar orta hatta ince bir septum (perde) oluşturur. Kaynaşma ilerledikçe bu septum rahimağzından rahime doğru (aşağıdan yukarı) incelerek kaybolur. İşte Müller anomalileri bu birleşmenin hiç olmaması ya da birleşme ve kaynaşmanın yetersiz olmasından kaynaklanan doğumsal anatomik bozukluklardır.

Müller anomalileri gebe kalmış ve doğurmuş kadınlarda çok ender görülürler. Daha çok tekrarlayan düşükleri olan, erken doğum, rahimiçi gelişme geriliği, önceki doğumlarında bebeklerinde duruş bozuklukları (makat, yan ya da çapraz duruş) yaşamış olan kadınlarda yapılan araştırmalarda ortaya çıkarılırlar.

Bu hastalıklar gebe kalamamaya değil, daha çok gebeliği sürdürüp canlı çocuk sahibi olamamaya neden olurlar.

Müdahaleli doğumlar

Doğum eyleminin ikinci evresinde, yani rahim ağzının tam açık olduğu andan doğumun gerçekleşmesine kadar geçen sürede anne adayı ve/veya bebeğe ait nedenlere bağlı olarak doğumun doktor tarafından vakum veya forseps ile gerçekleştirilmesi gerekebilir.

Bebeğin ikinci evredeki yolculuğu ve yoldaki engeller

Doğum eyleminin ikinci evresinde rahim ağzı tam açık olduğu andan itibaren bebeğin önde gelen kısmı vajina içindeki yoluna devam eder. Doğum kanalı adı verilen yaklaşık 10 santimetre uzunluğundaki bu vajinal "tünel", etrafı anne adayının çatı kemikleri ve bunların iç yüzünü döşeyen yumuşak doku ve kaslarla çevrili, üst kısmında çatı kemikleri tarafından oluşturulan kanal girişinin, alt kısmında da çatı kemiklerine tutunmuş kaslar ve yumuşak dokular tarafından oluşturulmuş, dışarıdan vajina çıkışı şeklinde gösteren yapının yer aldığı bir kanaldır.

Lohusalıkta perine bakımı

Perine bölgesi denildiğinde vajina girişi ile makat arasında kalan bölge anlaşılır. Doğum esnasında ve doğumdan sonra büyük öneme sahiptir. Normal doğum esnasında bölgede kontrolsüz yırtıkların olmaması için doktor tarafından bir kesi yapılır. Bu kesiye epizyotomi adı verilir.Doğum sonrası perine bakımı bu bölgenin daha kolay iyileşmesi ve enfeksiyon kapmaması için yapılması gerekenlerin tümünü kapsar. Bakım yaklaşık 1-3 hafta sürer.

Perinede problem belirtileri

Lohusalık enfeksiyonları (Puerperal enfeksiyon)

Lohusalık dönemi bir yandan bebeğinizin ihtiyaçlarını karşıladığınız, öte yandan gebeliğe bağlı oluşan etkilerin silinmeye başladığı bu dönemde çeşitli yakınmalarla başa çıkmaya çalıştığınız bir dönemdir. Her ne kadar tümüyle seyreden bir gebelik ve doğumun lohusalığı da sıklıkla sorunsuz seyretse de aşağıdaki yakınma ya da belirtilerden birini gözlemlediğinizde doktora başvurmalı ve gerekli tetkik ve tedavinin yapılmasını sağlamalısınız.

Aşağıda yeralan belirtiler sizde mutlaka normaldışı bir durum varlığını göstermezler, ancak mutlaka doktor incelemesi gerektirirler.

Ateş

Lohusalık depresyonu (Puerperal depresyon)

Doğum sonrası hüzün (annelik hüznü), doğum yapan annelerin %50’sinde ilk hafta içinde görülür. Ve çoğu kadında 48 saat sürer.100 loğusadan bir tanesinde ise psikiyatrik tedavi görecek kadar depresyon şiddetlenebilir.Eğer depresyon 2 haftadan fazla sürer ise uykusuzluk,iştah kaybı,umutsuzluk hatta intihar düşüncesi ve bebeğe yönelik saldırganlık söz konusu ise tedavi zorunludur. Annelik hüznü geçici bir durumken, lohusalık depresyonu, profesyonel yardım alınmaksızın atlatılamayacak bir rahatsızlıktır. Lohusalık depresyonu görülme sıklığı yüzde 17'leri bulmakta olup , annenin yaşına, eğitim durumuna veya sosyal statüsüne bağlı değildir.

Loğusalık depresyon ve bunun ana nedeni doğum sonrası östrojen ve progesteron düzeyinde ani düşmedir.Genellikle ikinci kez anne olanlarda daha sık görülür.

Depresyon Nedir? Beliritileri Ne Olmaktadır?

Lohusalık

Doğumdan sonraki 6 hafta lohusalık olarak adlandırılır. Bu dönemde gebeliğin kadında yarattığı fizyolojik ve psikolojik değişimler gebelik önceki haline döner. Her organ ve sistemin gebelik öncesi haline dönmesi farklı zamanlar alır. Bu nedenle halk arasında "lohusanın mezarı 40 gün açık kalır" sözü yaygın olarak kullanılır. Bu söz gerçekleri yansıtmaktadır. Çünkü doğum ve lohusalık döneminde ortaya çıkan hastalıklar hayatı tehdit eder boyutta olabilir.

Lohusalık dönemi çok erken, erken ve geç lohusalık olarak 3 döneme ayrılır.

Çok erken lohusalık doğumdan sonraki ilk 24 saati, erken lohusalık ilk 1 haftayı, geç lohusalık da geri kalan süreyi temsil eder. Üreme orgaları 6 haftada normal haline döner ve emzirmeyen annelerin büyük bir kısmı bu dönem sonunda adet görmeye başlar.

Doğum sonrası beligin olarak fark edilebilen ilk değişiklik rahim boyutlarında olur. Bu küçülmeye involüsyon adı verilir.

Kan uyuşmazlığı (Rh uyuşmazlığı)

Annenin Rh(-) negatif, babanın ise Rh(+) pozitif olması durumunda ortaya çıkar.

Tersi,yani babanın Rh(-) ,annenin Rh(+) olması herhangi bir sorun yaratmaz. Rh uyuşmazlığı A,B ve 0 grupları ile ilgili değildir. AB O uyuşmazlığı olarak bilinen durumda yenidoğanda uzamış bir sarılık görülebilse de genelde hafif seyreden ve sorun yaratmayan bir durumdur.



Rh faktörünü taşımayan insanlar Rh(-) negatiftir ve bu insanlar için bu faktör yabacı bir maddedir.Herhangibir nedenle Rh faktörüne maruz kalırlarsa bağışıklık sistemleri bu maddeye karşı antikor adını verdiğimiz koruyucu proteinler oluşturur .

İntra Uterin Gelişme Geriliği (Bebeğin anne karnında gelişememesi)

Rahim içi gelişme geriliği (Intrauterine growth retardation, IUGR) anne karnındaki bebeğin gebeliğn yaşına göre olması gerekenden küçük olduğu anlamına gelir.

* Dengeli beslenmeyen ve genel sağlık durumu kötü olan
* Çok genç yaşta olan
* Sigara içen
* Gebe kalmadan önce kiloso çok az olan
* Daha önceki gebeliklerinde düşşük doğum ağırlıklı bebek doğurmuş olan
* Düzenli olarak madde yada belirli ilaçları kullanan

kadınlar IUGR için aday kişilerdir. Ayrıca yüksek tansiyon, böbrek hastalığı, diabet, kalp hastalıkları, otoimmun hastalık adı verilen bağışıklık sistemi hastalıkları, plasenta yetmezliği, bebeği etkileyen bazı enfeksiyonlar, konjenital anomaliler ve genetik hastalıklar bebeğin rahim içinde gelişmesine engel olabilir.

Teşhis

İleri yaşta gebelik

Kadınların çalışma ve sosyal hayat içerisinde daha fazla yer almaları, eğitim süreçlerini daha uzun tutmaları ve gelişen hayat şartları son 20 yıl içinde ortalama gebelik yaşını oldukça yukarılara çekti. İleri yaşta bebek doğuran, özellikle ilk bebek için 30'lu yaşlarını bekleyen pekçok kadın mevcut. Tıptaki gelişmelere paralel olarak gebelik takibindeki gelişmeler de ileri yaş gebeliklerini teşvik eder bir hal aldı. Uzun yıllar boyunca infertilite nedeni ile tedavi görüp de çocuk sahibi olamayan pekçok çiftin kısırlık tedavilerinde sağlanan baş döndürücü başarılardan faydalanmak istemeleri de bu artışda önemli rol üstlendi. ABD'de 63 yaşında anne olan bir kişinin yazılı ve görsel basında yer alması yaşı ileri olup da bebek sahibi omaktan korkan kadınları yüreklendirdi.

HELLP Sendromu

Pekçok kadın için problemsiz geçen 280 günlük gebelik macerası bazı kadınlar için çok zor geçebilir hatta hem anne hem de bebek açısından çok üzücü sonuçlar doğurabilir. Komplikasyonlu geçen bu gebeliklerin takip ve tedavisi diğer gebeliklerden oldukça farklıdır. Tecrübe ve cesaret gerektirir. Gebeliğin anne hayatını da tehlikeye atabilen en önemli komplikasyonlarından birisi gebeliğe bağlı hipertansiyondur. Kısaca PIH (pregnancy induced hypertension) olarak adlandırılan bu durumun en ileri formu ise HELLP Sendromudur.

PIH gebeliklerin yaklaşık %7'sinde, değişik derecelerde 20. haftadan sonra ortaya çıkar. HELLP sendromu ise bunun en ileri formudur ve neredeyse tüm vücut sistemlerini etkiler. İsmi görülen 3 temel bulgunun isimlerinin başharflerinden alınmıştır.

* Hemolysis (Hemoliz, kırmızı kan hücrelerinin yıkılması)
* ELevated liver Enyzmes (Karaciğer enzimerinde artma)