Hamilelikte vitamin ve mineral kullanımı
Hamilelik ve emzirme döneminde vitamin-mineral gereksinimi değişir mi?
Hamilelik döneminde hemen hemen tüm vitamin ve minerallere olan ihtiyaç önemli ölçüde artar. RDA olarak ifade edilen günlük vitamin rasyonu değerleri gebelik ve emzirme dönemlerinde bu artmış ihtiyacı göstermektedir.
Daha önce kullanılan oral kontraseptifler kadındaki vitamin depolarının, başta folik asit ve B6 vitamini olmak üzere azalmasına neden olmaktadır. Dolayısıyla hamile kalmaya karar verildiğinde genellikle vitamin düzeyleri yetersizdir. Aynı zamanda diğer önemli bir konu da kadın hamile kaldığını öğrendiğinde gebeliğin ilk 3-4 haftası geride kalmış olur ki bu dönem embriyonun gelişiminin çok önemli olduğu bir dönemdir. Dolayısıyla hamile kalmaya karar verildiği andan itibaren eğer vitamin ve mineral kullanılmıyorsa, kullanılmaya başlanması yararlı olacaktır.
Emzirme sırasında anne sütle önemli miktarda vitamin ve mineral kaybeder.
Gebelik ve emzirme sırasında vitamin-mineral gereksinimlerinde artış ne kadardır?
Dünyada kabul edilen, besinle alınması önerilen miktarlara (RDA) göre gebelik ve emzirme döneminde birçok vitamin ve minerale duyulan ihtiyaç artmaktadır (folik asit gereksinimi %120, demir ve D vitamini gereksinimi %100,vb. artar).
Bu artan ihtiyaçları besinlerle karşılamak çoğu zaman mümkün olmamaktadır. Ayrıca bilindiği gibi ehkimler annenin alacağı kilonun belli bir miktarın üzerine çıkmasını da uygun görmezler, dolayısıyla bütün ihtiyacı besinlerle karşılamaya çalışmak annenin fazla kilo almasına da neden olabilir.
Hamilelik ve emzirme döneminde anne ve bebeğin sağlığı açısından vitamin ve mineraller neden önemlidir?
Başta beyin ve omurilik gelişim bozuklukları olmak üzere bebekte görülen birçok doğumsal organ anomalisinin önlenmesinde önemlidir. Gebelik anemisinin önlenmesi için gereklidir. Hamilelikte sık görülen bacak krampları vitamin-mineral yetersizliğine bağlı olabilir. Hamilelikte, özellikle ilk üç ayda bulantı, kusma gibi semptomlar dengeli beslenmeye engeldir. Bu da zaten düşük olan vitamin-mineral depoları daha da azaltabilir.
Folik asit
Özellikle hücre bölünmesinde ve hücrenin genetik yapısının oluşmasında önemli rol oynayan folik asit, gebeliğin erken evrelerinde, bebeğin merkezi sinir sisteminin gelişimi için mutlak gerekli olan bir maddedir. Embriyo, gebeliğin 2. ve 12. haftaları arasında yeterli folik asit alamazsa beyin ve omurilik ile ilgili anormallikler (nöral tüp defektleri) başta olmak üzere doğumsal gelişim bozuklukları görülme riski artar. Ayrıca kan yapıcı organların etkilenmesine bağlı olarak annede kansızlık gibi belirtiler ortaya çıkabilir.
Demir
Demir, anne ve bebekte kan yapımı için gereklidir, ayrıca kasların yapısında ve enzim sistemlerinde yer alan yaşamsal bir mineraldir. Gebelikte artan demir ihtiyacı karşılanamadığında demir eksikliği anemisi ortaya çıkar. Bu gebelikte en sık görülen anemi çeşididir. Artan demir ihtiyacını karşılamaya yiyecekler yetmez bu nedenle demir içeren ilaçlar kullanılmalıdır. Hamileliğin son dönemlerinde kansızlık riski arttığından, ilk dönemlerden itibaren uygun miktarlarda demir takviyesi önerilmektedir. Dünya Sağlık Örgütü (WHO), hamilelik döneminde günde 60 mg demirin yeterli olduğunu belirtmektedir.
Kalsiyum ve D vitamini
Vücutta kalsiyumun çok büyük bir bölümü kemik yapısındadır. Pıhtılaşma mekanizmasında, kasların fonksiyonlarında, ve sinirsel aktivitede önemli rolleri vardır. Gebelikte artan kalsiyum ihtiyacı karşılanmazsa, annede kemiklerde zayıflama, bebekte ise gelişim geriliği ve nöbet geçirmesine neden olabilecek neonatal hipokalsemi görülür. Kalsiyumun emilebilmesi için, organizmada yeterli miktarda D vitamininin olması gerekir. D vitamininin eksikliği durumunda raşitizm ve osteomalazi gibi kemik hastalıkları ortaya çıkar.
Magnezyum
Tüm canlı hücrelerin en önemli katyonlarından biri olan magnezyum, kemiğin yapısında yer alır, damar tonusu ve kalp kasının kasılması gibi olaylarda kalsiyumla etkileşim halindedir. Kalsiyum kasları stimüle ederek kasılmasını sağlarken, magnezyum kasları gevşetir ve damarların genişlemesini sağlar.
Hamilelikte gerekli miktarda magnezyum sağlanamadığında nöromuskuler bozukluklar (titreme, kramp, konvülziyonlar) görülebilir. Magnezyum desteğinin, hamilelikte sık karşılaşılan bacak kramplarını azalttığın gösteren çalışmalar vardır. Ayrıca magnezyum desteğinin, uterus (rahim) kasları üzerindeki gevşetici etkisi nedeniyle, erken doğumları ve düşükleri engellediği bildirilmektedir.
Hamilelik döneminde hemen hemen tüm vitamin ve minerallere olan ihtiyaç önemli ölçüde artar. RDA olarak ifade edilen günlük vitamin rasyonu değerleri gebelik ve emzirme dönemlerinde bu artmış ihtiyacı göstermektedir.
Daha önce kullanılan oral kontraseptifler kadındaki vitamin depolarının, başta folik asit ve B6 vitamini olmak üzere azalmasına neden olmaktadır. Dolayısıyla hamile kalmaya karar verildiğinde genellikle vitamin düzeyleri yetersizdir. Aynı zamanda diğer önemli bir konu da kadın hamile kaldığını öğrendiğinde gebeliğin ilk 3-4 haftası geride kalmış olur ki bu dönem embriyonun gelişiminin çok önemli olduğu bir dönemdir. Dolayısıyla hamile kalmaya karar verildiği andan itibaren eğer vitamin ve mineral kullanılmıyorsa, kullanılmaya başlanması yararlı olacaktır.
Emzirme sırasında anne sütle önemli miktarda vitamin ve mineral kaybeder.
Gebelik ve emzirme sırasında vitamin-mineral gereksinimlerinde artış ne kadardır?
Dünyada kabul edilen, besinle alınması önerilen miktarlara (RDA) göre gebelik ve emzirme döneminde birçok vitamin ve minerale duyulan ihtiyaç artmaktadır (folik asit gereksinimi %120, demir ve D vitamini gereksinimi %100,vb. artar).
Bu artan ihtiyaçları besinlerle karşılamak çoğu zaman mümkün olmamaktadır. Ayrıca bilindiği gibi ehkimler annenin alacağı kilonun belli bir miktarın üzerine çıkmasını da uygun görmezler, dolayısıyla bütün ihtiyacı besinlerle karşılamaya çalışmak annenin fazla kilo almasına da neden olabilir.
Hamilelik ve emzirme döneminde anne ve bebeğin sağlığı açısından vitamin ve mineraller neden önemlidir?
Başta beyin ve omurilik gelişim bozuklukları olmak üzere bebekte görülen birçok doğumsal organ anomalisinin önlenmesinde önemlidir. Gebelik anemisinin önlenmesi için gereklidir. Hamilelikte sık görülen bacak krampları vitamin-mineral yetersizliğine bağlı olabilir. Hamilelikte, özellikle ilk üç ayda bulantı, kusma gibi semptomlar dengeli beslenmeye engeldir. Bu da zaten düşük olan vitamin-mineral depoları daha da azaltabilir.
Folik asit
Özellikle hücre bölünmesinde ve hücrenin genetik yapısının oluşmasında önemli rol oynayan folik asit, gebeliğin erken evrelerinde, bebeğin merkezi sinir sisteminin gelişimi için mutlak gerekli olan bir maddedir. Embriyo, gebeliğin 2. ve 12. haftaları arasında yeterli folik asit alamazsa beyin ve omurilik ile ilgili anormallikler (nöral tüp defektleri) başta olmak üzere doğumsal gelişim bozuklukları görülme riski artar. Ayrıca kan yapıcı organların etkilenmesine bağlı olarak annede kansızlık gibi belirtiler ortaya çıkabilir.
Demir
Demir, anne ve bebekte kan yapımı için gereklidir, ayrıca kasların yapısında ve enzim sistemlerinde yer alan yaşamsal bir mineraldir. Gebelikte artan demir ihtiyacı karşılanamadığında demir eksikliği anemisi ortaya çıkar. Bu gebelikte en sık görülen anemi çeşididir. Artan demir ihtiyacını karşılamaya yiyecekler yetmez bu nedenle demir içeren ilaçlar kullanılmalıdır. Hamileliğin son dönemlerinde kansızlık riski arttığından, ilk dönemlerden itibaren uygun miktarlarda demir takviyesi önerilmektedir. Dünya Sağlık Örgütü (WHO), hamilelik döneminde günde 60 mg demirin yeterli olduğunu belirtmektedir.
Kalsiyum ve D vitamini
Vücutta kalsiyumun çok büyük bir bölümü kemik yapısındadır. Pıhtılaşma mekanizmasında, kasların fonksiyonlarında, ve sinirsel aktivitede önemli rolleri vardır. Gebelikte artan kalsiyum ihtiyacı karşılanmazsa, annede kemiklerde zayıflama, bebekte ise gelişim geriliği ve nöbet geçirmesine neden olabilecek neonatal hipokalsemi görülür. Kalsiyumun emilebilmesi için, organizmada yeterli miktarda D vitamininin olması gerekir. D vitamininin eksikliği durumunda raşitizm ve osteomalazi gibi kemik hastalıkları ortaya çıkar.
Magnezyum
Tüm canlı hücrelerin en önemli katyonlarından biri olan magnezyum, kemiğin yapısında yer alır, damar tonusu ve kalp kasının kasılması gibi olaylarda kalsiyumla etkileşim halindedir. Kalsiyum kasları stimüle ederek kasılmasını sağlarken, magnezyum kasları gevşetir ve damarların genişlemesini sağlar.
Hamilelikte gerekli miktarda magnezyum sağlanamadığında nöromuskuler bozukluklar (titreme, kramp, konvülziyonlar) görülebilir. Magnezyum desteğinin, hamilelikte sık karşılaşılan bacak kramplarını azalttığın gösteren çalışmalar vardır. Ayrıca magnezyum desteğinin, uterus (rahim) kasları üzerindeki gevşetici etkisi nedeniyle, erken doğumları ve düşükleri engellediği bildirilmektedir.
Gebelikte yapılması gerekenler
- Annelerde D Vitamini Yetersizliği ve Korunma
- Gebelik takibi
- Gebelik ve risk faktörleri
- Gebelikte alkol neden zararlıdır?
- Gebelikte aşırı kilo almanın zararları
- Gebelikte beslenme
- Gebelikte Beslenme Nasıl Olmalıdır?
- Gebelikte bilgisayar kullanımı
- Gebelikte dikkat edilecekler
- Gebelikte egzersiz
- Gebelikte eşle birleşme
- Gebelikte folik asit kullanımı
- Gebelikte kilo alma
- Gebelikte ruhsal değişiklikler
- Gebelikte sigara kullanımı
- Gebelikte uyku
- Gebelikte yüzme
- Hamilelikte vitamin ve mineral kullanımı