Gebelik Rehberi

Hayırlı ve sağlıklı nesiller için gebelik sürecine dair bilgiler.

İş stresi, uyku felcini tetikliyor

Halk arasında karabasan olarak bilinen uyku felci, uyanma veya uykuya dalma sırasında gelişen bir uyku bozukluğu. Tablo, iş stresi yüzünden çalışan kesimde, özellikle vardiyalı çalışanlarda daha sık ortaya çıkıyor.

Kansere ''kök''ten aşı

Kanser kök hücrelerinin aşıyla yok edilebileceğini belirten Hematoloji Uzmanı Prof. Osman İlhan, bunun için bir çalışma grubu oluşturulmasını önerdi.

Kanser hastalığının görülme oranının tüm dünyada olduğu gibi Türkiye'de de arttığını, bunda nüfusun yaşlanmasının da etkisi olduğunu bildiren Sağlık Bakanlığı Kök Hücre ve Kemik İliği Nakli Bilim Kurulu Başkanı Prof. Dr. İlhan, sık sık genç bir nüfusa sahip olduğu dile getirilen Türkiye'de 2023 yılında 15 milyondan fazla 65 yaş üstü kişi bulunacağını söyledi.

Kanserden değil, geç kalmaktan kork!

Tüm dünyada görülme sıklığı artan kanserde erken teşhis hayat kurtarıyor. Özellikle bazı kanser türlerinde erken tanı sayesinde tam iyileşme sağlanıyor. İşte bu yüzden 'Kanserden değil, geç kalmaktan kork' sözü sık sık yineleniyor.

Gebelikte Abortus (Düşük)

Gebeliğin 20. haftası tamamlanmadan önce (ya da bebek 500 gramlık ağırlığa erişmeden önce) herhangi bir nedenle gebeliğin bitmesine düşük adı verilir. Gebeliğin yasal sınırlar içerisinde istek üzerine aile planlaması amacıyla sonlandırılmasına yasal tahliye, başka bir nedenle (anne adayının sağlık durumunun gebeliğin devamına izin vermemesi, bebekte yaşamla bağdaşmayan anomaliler olması veya ölmüş olması) sonlandırılmasına ise tıbbi tahliye adı verilir. Aşağıda kendiliğinden oluşan düşüklerle ilgili bilgiler verilecektir.

Bazı tanımlamalar

Anembriyonik gebelik (anembriyonik=embriyo olmayan yani "boş" gebelik; ingilizce=blighted ovum)

Ağrısız doğum (Epidural anestezi ile doğum)

Ağrı vücutta stres reaksiyonu oluşturur. Bu da sempatik sistemin devreye girmesine, adrenalin ve noradrenalin gibi hormonların salgılanmasına neden olur. Doğum eylemi esnasında bu maddelerin salgılanması bebeğin katlanabileceği nisbi oksijensizlik durumunun üst sınırının aşılmasına ve bebekle ilgili istenmeyen durumların oluşmasına neden olabilir. Bu yüzden doğum eyleminde anne adayının duyduğu ağrının dindirilmesi önemlidir.

Aile planlaması (Doğum kontrol yöntemleri)

Aile planlaması, istedikleri zaman, istedikleri sayıda çocuk sahibi olmaları için ailelere verilen hizmetlerin tümüdür. Aile planlaması ailelerdeki kişi sayısını sınırlandırma anlamını taşımaz. Amaç anne ve doğacak çocukların sağlıklı olması ve çocuk sahibi olmak istendiğinde gebeliğin oluşmasıdır. Çünkü iki yıldan az aralıklarla yapılan doğumlar annenin vücut sağlığını önemli ölçüde bozmakta, gebelik sırasında riskleri artırmakta, hatta ara vermeden arka arkaya yapılan doğumlar anne ölümlerine neden olmaktadır. Ayrıca sık aralıklarla doğan çocukların anne karnında gelişmeleri tam olmamakta (doğum ağırlığı düşük bebekler), sakatlık oranı yükselmekte, bakımları güçleşmekte ve bebek ölümleri artmaktadır. Bütün bunlar gözönüne alındığında aile planlamasının amaçlarını şöyle sıralayabiliriz ;

• Bireyleri ve aileleri, üreme sağlığı konusunda eğitmek

Alfa Feto Protein (AFP Testi)

Tıp alanındaki gelişmelere paralel olarak gebelik takibi de son zamanlarda büyük değişimler göstermiştir. Gebelik sırasındaki takibin amacı hem annenin hem de bebeğin miada kadar sağlıklı bir şekilde gelebilmeleridir. Ayrıca bebekte bulunan bazı anomalilerin önceden, gebelik esnasında tespit edilmesi ve mümkün ise tedavi edilmesi, eğer yaşama şansı yoksa gebeliğin sonlandırılması bu takiplerin bir diğer amacıdır.

Amnion Sıvısı

Amniyon sıvısı nedir?
Karınızıdaki bebeğiniz tüm hamilelik süresince etrafı zar ile çevrili bir kese içinde gelişimini sürdürür. Bu kesenin adı amniyon kesesidir. Amniyon kesesinin içi amniyon sıvısı adı verilen bir sıvı ile doludur. Bu sıvı hamilelik ve bebeğin gelişimi açısından son derece önemlidir. Bebeği dış etkenlere karşı korumasının yanı sıra kas ve sinir sistemi başta olmak üzere pek çok organ sisteminin gelişiminde rol oynar. Sıvının miktarı değişken olmakla birlikte hamileliğinizin sonlarında genelde yarım litre kadar sıvı bebeği çevrelemektedir. Bu sıvı statik yani sabit bir sıvı olmayıp sürekli emilir ve yeniden yapılır. Amniyon sıvısının kaynağı temel olarak bebeğinizin akciğerleri ve böbrekleridir. Bebek bu sıvıyı yutar ve plasenta yardımıyla içeriği sizin dolaşımınıza geçer. Öte yandan bebeğinizin çıkardığı idrar amniyon sıvısının önemli bir kaynağıdır.

Amniosentez (Amnion sıvısının incelenmesi)

Amniyosentez nedir?
Bebeğiniz tüm hamileliğiniz süresince amniyon kesesi adı verilen bir kese içinde gelişimini sürdürür. Bu kesenin içi amniyon sıvısı adı verilen bir sıvı ile doludur. Amniyon sıvısı statik bir sıvı olmayıp sürekli emilim ve yapım halinde bulunur. Sıvının ana kaynağı bebeğin akciğerleri ve boşaltım sistemidir. Bu sıvı aynı zamanda bebekten dökülen hücreleri de içerir. Bu hücreler bebeğinizin tüm hücreleri ile aynı genetik yapıya sahip olduklarından incelenmeleri bebeğinizin genetik durumu hakkında bilgi verir.

Bebeğin tahmini doğum tarihinin hesaplanması

Tahmini doğum tarihiniz, ilk görüşmenizde vereceğiniz bilgilere dayanılarak hesaplanacaktır. Tahmini doğum tarihi, hesaplanmış doğum tarihi olarak da adlandırılır. Ovulasyon (yumurtlama) tarihi, fetüsün yaşım belirlemede en güvenilir yoldur. Fakat bu genelde tam olarak bilinmemektedir. Adetlere dayanılarak hesaplanan tahmini doğum tarihi her zaman doğru değildir. Adet devirleri, kadından kadına değişir ve adetlerin şekli tahmini doğum tarihin! etkilemektedir. Son adet tarihini unutmak çok kolaydır. Adetlerinizi kaydederek ve bu bilgileri doktorunuzla paylaşarak hesaplamayı kolaylaştırabilirsiniz.

Beta HCG

Yumurta hücresi sperm tarafından döllendikten sonra hücreler hızla bölünerek çoğalmaya başlarlar. Geçen zaman içinde hücre sayısı artıp embryo büyüdükçe hücreler de farklılaşmaya başlarlar. Bu hücrelerden bir kısmı plasentayı oluşturmak üzere değişime uğrarken diğerleri bebeği oluşturur. Plasentayı oluşturan hücreler embryonun rahime tutunduğu günlere denk gelen dönemde kadın vücudunun belki de ilk kez tanıştığı bir hormonu üretmeye başlarlar. Bu hormonun adı human chorionic gonadotropin (hCG) ya da bilinen adı ile gebelik hormonudur?

hCG nasıl bir hormondur?

Çoğul Gebelik

Çoğul gebelikler karşısında duyulan korku ve hayranlık belki de insanlık tarihi kadar eskidir. Her dönemde, çoğul gebeliklerdeki bebek sayısı arttıkça duyulan ilginin dereceside artmaktadır. Özellikle son zamanlarda kısırlık tedavilerinin gelişmesi ve bu tedavilerde kullanılan ilaçların etkisi ile ikiz ve daha fazla sayıda bebek taşıyan gebeliklerin görülme sıklığında belirgin bir artış vardır. Bu artış çoğul gebeliklere olan merakı arttırmakla birlikte eskiden nadir görülen bir olay artık sıradanlaşmaya başlamıştır. Medyatik kişilerin yardımcı üreme teknikleri sayesinde çoğul gebelikler yaşamaları ve bu bebekleri dünyaya getirmeleri ise ülkemizde bu gebelik şeklini daha iyi anlatma gereksinimini doğurmuştur.

Dış gebelik (Ektopik gebelik)

Dış gebelik döllenmiş bir yumurtanın rahim içi dışında bir yere yerleşmesidir. En sık fallop tüplerinde görülür (%90-95). İlk 3 ayda yaşanan anne ölümlerinin en sık sebebidir ve gebeliklerin yaklaşık % 1inde görülür. Döllenmiş olan yumurta herhangi bir nedenden dolayı tüplerden rahim boşluğuna kadar olan seyahatini tamamlayamaz. En sık tüplerde görüldüğü için ektopik gebelik denildiğinde genelde tubal gebelik anlaşılır.

Gebelik erken dönem normal gebelik bulgularını taklit eder. Adet gecikmesi, gebelik testlerinin pozitif olması, bulantı, kusmalar, memelerde hassasiyet normal gebelikde olduğu gibi dış gebelikte de görülür. Tüplere yerleşen gebelik büyümeye başlar ve belirli bir noktaya geldikten sonra tüpleri germesi neticesinde burada bir yırtılmaya ve kanamaya neden olur. Bu durum fark edilmez ve tedavi edilmez ise iç kanama sonucu anne ölümü ile sonlanabilir. Ektopik gebeliğin önemi buradan kaynaklanır.

Doğumun gecikmesi (Sürterm)

Gebeliğin son adet tarihinden itibaren 42. haftanın sonunda sonlanmamasına gün aşımı denir. Yaklaış % 10 gebelikte görüldüğü ileri sürülse de bunların büyük bir kısmı gerçekte gün aşımı değil son adet tarihinin yanlış bilinmesinden kaynaklanmaktadır. Fetus da beyin gelişmemesi (anensefali), fetusun böbrek üstü bezlerinde aşırı büyüme, hipofiz bezinin olmaması gibi bazı fetal yapısal bozukluklar ile yine fetusa ait bazı enzim bozuklukları doğumnun gecikmesine yol açabilir. Daha önceki gebeliklerinde gün aşımı olan kişilerde bu durumun tekrarlama olasılığı yüksektir. Tüm bunlara rağmen yine de gün aşımı olan gebelerin %90'ından fazlasında belirgin bir neden bulunamaz. 42 haftanın sonunda doğum gerçekleşmediğinde plasentada yaşlanma belirtileri boygörtermeye başlar. Bebeğe giden oksijen ve besin maddelerinde yetmezlik görülür.

Gebelikte 6. Hafta

Gebelikte östrojen ve progesteron hormonlarının salgısında önemli değişiklikler meydana gelir ve hormonların günlük salgılanma miktarı ve hatta gün içindeki salgılanma hızı değişir. Bu değişikliklerin amacı sizi bedenen ve ruhen gebelik ve doğuma hazırlamaktır. Duygusal dalgalanmalar yaşıyorsanız bunun nedeninin hormonlardaki değişimler olduğunu bilmelisiniz.

Gebelikte salgılanan hormonların seviyesi arttıkça başta sabah olmak üzere gün boyu bulantı şikayetleriniz daha belirgin hale gelebilir. Geçen hafta belirtildiği gibi canınız bazı gıdaları çok çekerken, diğerlerinin adını hatırlayınca bile bulantı hissedebilirsiniz. Bazı anne adayları parfüm kokularından, bazı yemeklerin kokularından ve hatta ender durumlarda kendi eşlerinin kokularından bile rahatsız olacak duruma gelebilirler. Bunların normal ve geçici olduğunu bilmelisiniz.

Gebelikte 14. Hafta

İkinci trimester gebeliğinizde en çok rahat edeceğiniz dönemdir. Gebeliğin erken dönemlerinde ortaya çıkan şikayetlerin önemli bir kısmı kaybolmuş ve vücut gebeliğe uyum sağlamıştır. Yorgunluğunuz devam ediyorsa istirahat etmeye devam etmelisiniz.

Gebelik hormonlarınız bu gebelik haftasında artık maksimum seviyeye ulaşmışlardır ve daha fazla artış göstermezler. Bu da bulantılarınızın ve yorgunluk hissinizin kaybolacağı, kendinizi daha rahat hissedeceğiniz anlamına gelir.

Bu gebelik haftasından itibaren progesteron hormonunun etkisiyle tüm düz kaslarda oluşan genel gevşeme barsak hareketlerinin de azalmasına neden olacağından kabızlık şikayeti ortaya çıkabilir.

Gebelikte 22. Hafta

Uterusunuzu artık göbeğinizin iki parmak üstünde rahatlıkla hissedebilirsiniz.

Gebelikte vücudunuzun ağırlık merkezi sürekli olarak değişir ve bu yüzden bel kemikleri de buna uyum sağlamak için biraz zorlanırlar. Kamburunuzu çıkarmadan karnınızı rahatça taşıyabileceğiniz en iyi duruş pozisyonunu belirlemelisiniz.

Bel ağrısı çekiyorsanız daha önce 11. haftada bahsedilen önlemlere ek olarak almanız gereken önlemler şunlardır:

*Alçak topuklu ayakkabılar tercih edin. Yüksek topuklu ayakkabılar gibi hiç topuğu olmayan düz ayakkabılar da belinizin zorlanmasına neden olabilir.
*Günlük yürüyüşler yapmayı ihmal etmeyin.
*Oturduğunuzda dizlerinizin kalça seviyenizden yüksek olması için bir tabure kullanın.

Bebeğiniz yaklaşık 500 gram oldu ve sanki gerçek bir insanın ufak bir modeli.:-)). Artık kaşları ve gözkapakları da var ve bu yapıları hareket ettirebiliyor.

Gebelikte 26. Hafta

Uterusunuzda ani kasılma ve gevşemeler hissederseniz korkmayın. Bunlar Braxton-Hicks kasılmaları adı verilen ağrısız, adet krampları gibi ve düzensiz aralıklarla gelen kasılmalardır. Uterusunuz gerçek doğum sancıları için antrenman yapmaktadır.

Öte yandan her anne adayı gibi siz de erken doğum belirtilerine duyarlı olmalı ve gerekli durumlarda doktorunuza haber vermelisiniz:

Erken doğum tehdidinin en önemli belirtisi uterusta düzenli aralıklarla ortaya çıkan kasılmalardır. Bu kasılmalar ağrısız da olabilirler.

Kasılmalarınızın olup olmadığını anlamak için avucunuzun içini karnınıza hafifçe dokundurun. Avucunuzun altında uterusun "toplanıyor" hissi yaratması kasılma belirtisidir. Bu esnada ağrı duyulması şart değildir. Bu kasılmaların sıklığını ve süresini ölçün. Saatte dört kez ya da daha sık ortaya çıkan kasılmalarda mutlaka doktorunuza haber verin.

Gebelikte 27. Hafta

Tebrikler! Artık son trimesterdesiniz.

Uterusunuz göğüs kafesinize yakınlaştıkça diyafragma da (karın boşluğu ile göğüs kafesini ayıran kas yapısı) yukarıya doğru yer değiştireceğinden, özellikle derin nefes alma esnasında zorluk çekebilirsiniz. Bu, akciğerlerinizin tam olarak şişememesinden kaynaklanan bir durumdur. Başınızın altına bir yastık daha koyarak uyumayı deneyin. Merak etmeyin, gebelik hormonlarınız sizin dakikalık nefes alma sayınızı artırdığından bebeğinize yeterince oksijen veriyorsunuz.

Bu hafta içinde de beyin hızı gelişimini sürdürüyor ve akciğerler de gelişimlerine devam ediyor.

Bebeğiniz bu haftanın sonunda yaklaşık 950 gram olacak. Ancak sizin ve eşinizin yapısal özelliklerine göre bu 650 gram kadar düşük olabileceği gibi, 1500 gram kadar yüksek olabilir.

Gebeliğin oluşma mekanizması

Siklus, son adet tarihinin ilk gününden bir sonraki adet tarihinin ilk gününe kadar geçen süredir. Normalde bu süre 28 gün olmasına karşın 21 ile 35 gün arası normalin alt ve üst sınırlarıdır.

28 günde bir adet gören, yani siklusu 28 gün olan bir kadının ovulasyon (yumurtlama günü) sıklıkla (şart değil) 14. gündür.

Adet görme mekanizması

Beyinde gerçekleşen olaylar

Her adetin ilk günü beyinde hipotalamustan salgılanan GnRH adlı hormon, hipofizden folikül stimule edici (uyarıcı) hormon (FSH) salgısını uyarmaya başlar. FSH etkisiyle yumurtalıklardan birinde yeni bir folikül (yumurta hücresini barındıran yapı) olgunlaşmaya başlar. Bu folikül olgunlaştıkça östrojen hormonu üretimi artar, östrojen üretimi arttıkça hipofiz bölgesinden salgılanan luteinizan hormon (LH) miktarı artar. Folikül olgunlaştıkça giderek içi sıvı dolu ufak bir kese haline gelir.
Yumurtalıkta gerçekleşen olaylar