Aciz Gebelik

Parazit enfeksiyonları protozoon, helmint ve artropod gibi organizmaların neden olduğu enfeksiyonlardır. Halk arasında böcek, solucan gibi isimler verilen organizmalardır.

Protozoonlar tek hücreli organizmalardır ve konaklarında bölünerek çoğalırlar. Bulaşma genellikle parazitlerin kendilerinin veya yumurtalarının bulaşmış olduğu su ve besinlerin ağız yoluyla alınması ile gerçekleşir. İçme suyunun temiz olmadığı ve genel hijyen ve sanitasyonun yetersiz olduğu bölgelerde daha sık görülür.

Helmintler çok hücredirler ve konakta bölünmezler.

En sık görülen parazitlerden biridir. Her iklimde ve her ülkede görülür. Çocuklarda erişkinlere göre daha sık rastlanmakta ve özellikle okul öncesi çocuklarda, ılıman iklimlerde daha yaygın olarak görülmektedir. Bunlar toprak solucanlarına benzerler fakat renkleri kirli beyaz – sarımsı olmaları ile onlardan ayrılırlar.

Ilıman ve sıcak bölgelerde yoğun görülmektedir. Türkiye’de Karadeniz bölgesinde yaygındır.

Bebeklerin büyük bir çoğunluğu normal şekilde büyür. Ancak, kilo alma ve boy uzama oranları doğal olarak bebekten bebeğe değişir.

Ender durumlarda, bebeklerin büyümesi durur veya yavaş seyreder. Gelişme sorunu olan bebekte görülen en önemli belirti, kilo almaması veya zayıflamasıdır. Yine gelişme sorunu olan bebeklerin çoğu, gelişme gerilemesi ve fiziksel ve duygusal eksiklikler gösterir. Bir şeye bakamazlar, duygusuz ve çekingen olurlar. Bazılarında kusma, ishal ve salya gibi mide-bağırsak sorunları görülür.

Yeterli kilo almayan bebeklerin kilosunu düzenli olarak takip etmek gerekir. Bebeklerin istikrarlı bir şekilde kilo almaya devam etmeleri beklenir. Bebeklerin gelişim süreci önce hızlıdır ve sonra bu hız düşse de kilo almaya ve büyümeye devam ederler.
Eğer bebeğin kilo almasında bir sorun varsa veya kilo alamıyorsa hekime göstermek gerekecektir.

Hekim ne yapar?

Bebekler her türlü ihtiyaçlarında‚ annelerinden yardım isterler ve henüz konuşamadıklarından dolayı‚ her türlü ihtiyaçlarını ağlayarak anlatmaya eğilimlidirler. Bebekler hiçbir neden olmadan boşu boşuna ağlamazlar. Bir şey onlara rahatsızlık verdiğinde size haber vermek ve sizin yardımınızı almak için ağlarlar.

İlk başlarda bebeğin neden ağladığını çözmek zor olabilir. Fakat zamanla ağlamasının ne anlama geldiğini daha doğru bir şekilde anlayabilirsiniz. Örneğin; zamanla açlık ağlaması ile yorgunluk ağlamasını ayırt etmek kolaylaşacaktır.

Bir bebek çeşitli nedenlerden dolayı ağlar. Yeni doğmuş bir bebek acıktığı zaman, altı ıslakken ya da yorgunken ağlayabilir. Bir bebek, gazı olduğu zaman veya dışkılamadan hemen önce de ağlayabilir. Ağlamanın sebebi bazen huzursuzluk da olabilir; ya da bebek sadece kucaklanmak istediği için de ağlayabilir. Bir başka ağlama nedeni de hastalık ya da bebeğin acı duyuyor olması olabilir. Kimi zaman bebekler ortada hiçbir sebep yokken de ağlayabilirler (en azından ortada ağlamasını gerektirecek hiçbir neden bulamadığını zamanlarda).

Orta kulak iltihabı bebeklerde görülebilecek rahatsızlıklardan birisidir. Hastalığın kalıtsal boyutları olabilir. Genelde geçirilen bir soğuk algınlığı rahatsızlığından sonra ortaya çıkar.

Orta kulak iltihabında burun arkası ile kulak arasındaki yol, geçirilen bir soğuk algınlığından dolayı kapanır ve orta kulak hava alamaz. Sonrasında bakteriler buraya yerleşmeye başlar ve mikrop kapar. Sonuçta orta kulak iltihabı yaşanır. Orta kulak iltihabı genelde kış aylarında görülen bir rahatsızlıktır.

Orta kulak iltihabının belirtileri genelde şunlardır?

Çocuk felci hastalığı (poliomiyelit), çocuk felci virüsünün neden olduğu bulaşıcı bir enfeksiyon hastalığıdır.

Çocuk felci hastalığı nedir?

Su çiçeğini sıradan bir grip veya nezleden ayıran etken, çok kaşıntılı kabarcıklardır. Bebeklerde su çiçeği birkaç hafta içerisinde tamamen geçmektedir ancak kabarcıklar kaşınırsa kalıcı iz bırakabilir.

Bebeklerde Su Çiçeği Belirtileri

Bebeklerde su çiçeğinin ilk belirtileri nezle belirtilerine benzer:

İştah kaybı, emerken veya yemek yerken zorlanma
Vücut ağrıları
Bulantı
Baş ağrısı
Uyuşukluk
Ateş
Boğaz iltihabı

Sonrasında ciltte küçücük kızarık noktalar oluşur. Bu noktalar çok kısa bir süre içerisinde içi sıvı dolu kabarcıklara dönüşür.

Öksürüğü önemseyin

Boğmaca giderek tekrar önem kazanan bir hastalıktır. Öksürük çocuklarda çok sık görülen bir şikayettir ve her 100 çocuğun en az 35’inde bir önceki ay içinde öksürük ile ilgili bir ilaç kullanma hikayesi mevcuttur. Unutulmamalıdır ki; öksürük basit bir üst solunum yolu hastalığının bulgusu olabildiği gibi, daha az sıklıkla da olsa çok önemli hastalıkların da ilk bulgusu olabilir.

Difteri, genellikle burun içi ve boğazı etkileyen, bakterilerin sebep olduğu bir hastalıktır. Difterideki tipik bulgu, boğazda bulunan ve solunum zorluğu yaratan gri-beyaz renkli zar tabakasıdır. Bu tabaka difteri mikrobunun salgıladığı toksin nedeniyle oluşur. “Kuşpalazı” olarak da bilinen bu hastalık, üst solunum yolu enfeksiyonu gibi başlar ve giderek ağırlaşır. Bundan 100 yıl kadar öncesinin sık görülen hastalığı olan difteri, aşılamalar ve geliştirilen tedavi yöntemleri sayesinde nadiren görülür olmuştur.

Difteri etkeni nedir ?

Hepatit A virüsünün neden olduğu karaciğer iltihaplanmasıdır. Hepatit B’den daha çok görülür, hastalık basit bir şekilde gelişir, komplikasyon yapmaz. 2-3 hafta içinde geçer. Tedavisi dinlenmektir.

Hepatit B virüsünün neden olduğu karaciğer iltihaplanmasıdır. Hepatit A’dan daha az görülür. Bu hastalık dahatehlikelidir; çünkü kronikleşebilir. Kan ve cinsel yolla bulaşır. Aşı, bir çok ülkede mecbur tutulmuştur.

Genel olarak hepatit B seksüel geçişli hastalık olarak değerlendirilir. Hepatit B kirli , bulaşmış kan ya da kanürünleriyle de bulaştığı için “serum hepatiti” olarak da adlandırılır.

Kabakulak çocuklarda sık görülebilen ateşli ve bulaşıcı bir hastalıktır. Döküntü yapmaz. Kulağın ön ve altındaki bezlerde, tükürük bezinde ağrılı şişme görülen bir hastalıktır. Daha çok kış ve ilkbahar aylarında görülür.

Kabakulak nasıl yayılır?

İnsanda insana damlacık yolu ile bulaşır. Hastalık mikrobu vücuda girdikten sonra belirtileri kendisini 2-3 haftaya kadar belli eder. Çocukların bir bölümünde belirtileri çok hafif olur ve kendiliğinden geçer.

Kabakulak hastalığının belirtileri nelerdir?

1. Çocukta ateş görülür.

Kızamık döküntülü ve bulaşıcı bir hastalıktır. Döküntülü hastalıklar içinde en şiddetli olanıdır. Hastalığın en ileri durumlarında zatürre ve beyin iltihabı gibi durumlara da yol açabilmektedir. 6 aydan önceki bebeklerde nadiren görülür. Çünkü anneden alınan antikorlar bebeği kızamık hastalığına karşı korur.

Hastalık çocuğa yakın temas ve damlacıklar yoluyla geçer. Hastalığın bir kuluçka dönemi vardır. Hastalık virüsü vücuda girdikten takribi 10 gün sonra belirtilerini göstermeye başlar.

Genellikle altı ay ve üç yaş arası süt çocukluğu döneminde görülen altıncı hastalık, kısa süreli ateş ve huysuzluk gibi belirtiler nedeniyle diş çıkarma belirtileri ile karıştırılıyor. Bahar aylarında daha fazla görülen hastalığa karşı hijyen kurallarına dikkat edilmesi gerekiyor. Altıncı Hastalığın tedavisinde öncelikle hastalığa yakalanan bebeklerin ateşi kontrol altında tutulmalı ve ılık duş ile ateşi düşürülmeye çalışılmalıdır.

Aşağıdaki başlıklardan hastalık hakkında bilgi edinebilirsiniz:

Süt çocukluğu döneminde sık rastlanan iyi huylu genellikle döküntülü olan bulaşıcı bir hastalık olan altıncı hastalık (Ekzantem subitum veya rozeola infantum) genellikle 6 ay – 3 yaş arası çocuklarda sık görülür. Hastaların %95’i 3 yaş altındadır ve en sık 9 ay civarında görülür. İlk 6 aylık dönemde anne karnında göbek bağından geçen antikorlar bebeği korumaktadır. Yenidoğan döneminde %90’larda olan bu antikor düzeyleri 4-6 ay döneminde %40-50’lere düşmektedir.

Hastalığa virüs neden olur!

Hastalık, çocukluk çağı döküntülü hastalıklar grubuna girer ve bulaşıcıdır. Etkeni genellikle HHV-6 ( human herpes virüs-6 ) olup, bazen HHV-7 de bu hastalığa sebep olabilmektedir.

Bulaşma virüs içeren solunum yolu sekresyonları aracılığıyla olur. Çocukluk çağındaki diğer döküntülü hastalıkların aksine altıncı hastalığı olan çocuklarda diğer çocuklarla temas öyküsü nadirdir ve salgınlar sık değildir. Çoğu sağlıklı erişkin tükürükle HHV-6 ve HHV-7 atar ve bu çocuklara virüs bulaşması için önemli bir kaynaktır.

Bulaşma riskine karşı önlem alınmalı!

İlkbahar ve sonbahar aylarında daha sık olmakla birlikte tüm yıl görülebilir.

Hastalığa sebep olan virüsler A ve B olmak üzere iki tiptir ve çoğunda etken tip B’dir. Tip B’de hastalık bir kez geçirildikten sonra tekrarlamaz, hayat boyu bağışıklık oluşur. Tip A ‘da ise bağışıklık baskılandığında tekrar vücutta aktifleşebilir. Hastalık nadiren de olsa farklı bir tiple tekrarlanabilir.